29.5.09

"beklemek canımı yakıyor" dediğinde yüzümde bir gülümseme oldu. ortada komik veya hoş bir şey yok. sadece "seni anlıyorum" gülümsemesi bu. karşımda olsan, görürdün bunu. yanımda olsan demiyorum, çünkü hep yanımdasın.
kendim için bir şey dilediğimde hemen sen de geliveriyorsun aklıma. bir tane de sana diliyorum. bir şarkı dinlediğimde, en beklenmedik kelimeden sen fırlıyorsun. en kısa zamanda dinletmeliyim bunu ona diyorum. bir yazı yazdığımda, bakıyorum senin için de yazmışım o yazıyı. buraya bahar geldiğinde [ki oralar hala kıştı] güneşe senin için de bakıyorum. baharı senin adına da karşılıyorum. bir şiir okuyorum. sonra altında "birhan keskin" ibaresini görüyorum. gülümsüyorum. birkaç sene evvelki yazılarını okuyorum. şu sıralar taktığım bir şarkıya sen de takıkmışsın anlaşılan bir zamanlar.
kahvemi yudumluyorum. gözüm sokakta.
o gelecek gelse de seninle karşılıklı kahvelerimizi içerken, ertelediğimiz düzinelerce konuyu konuşsak..

sonra bambaşka bir hayal beliriyor.
sen, ben, kedi.
bir yaz öğleni.