28.1.10

holden nolacak şimdi..
peki ya franny?

22.1.10

bir şeye en çok onun yokluğunda inanırız.
savaş alanlarında tanrıya inancımızın artması, böylesi ölüm/yaşam ince çizgisinden oluşan yerde, tanrıya ait hiçbir izin bulunmamasından. sadece kan, silah ve detaylar vardır. detaylar ise kafayı iyiden iyiye sıyırmamız içindir. tutunmak için.
etrafımızda kalbimizin atışını hızlandıran biri yokken, aşka inanırız. aşkın bizi daha iyi yapacağına. oysa kalbimizde bir olasılık varken sevginin nefrete (ç)evrimi çok iyi hissederiz. aşk her şeyi daha da belirginleştirmez, bilhakis daha da muğlaklaşır her şey. ve insan her zaman "net" bir şeyler ister, isterken bile özünde net değildir.
işte ben bu yüzden
tanrıya inanıyorum
aşka inanmıyorum

13.1.10

2009 kritiği

önsöz: 2008 kritiğimde bulunurken 44 kitab okumuştum lakin takvimler 2009'a veda ederken sadece 26 kitab okuduğumu söylüyordu not defterim. bu üzücü düşüşe 2010'da bir ivme ((artan ama)) kazandırmak amacıyla başlıyorum listeme.

2009'da okuduğum en bi' güzel kitaplar ((bu listeye eli değdiği için kudRa'ya bin teşekkür))
1- A'dan X'e - John Berger ((sayfalarca mektup yazdıran, uzakları yakın eden, başucu kitap))
2- Franny ve Zooey - J.D.Salinger
3- Virginia Woolf - Mina Urgan
4- İle - Oruç Aruoba
5- Gözbağının Ardında - Siri Hustvedt
6- İş İşten Geçti - J.P.Sartre
7- Kilitli Oda - Paul Auster
8- Günlerin Köpüğü -Boris Vian

başlayıp da bitirilemeyenler -ama inanıyorum ki bir güç var ve o kitaplar bir gün bitecek!
Huzur - Ahmet Hamdi Tanpınar
Gece - Bilge Karasu
Düşüş - Ketil Björnstad
Kaybedenlerin Öyküsü - Hikmet Temel Akarsu
Buğuevi - Özen Yula

arkam sıra bir de şarkı bırakmak var aklımda:
tık tık.

5.1.10

.i'm not here, this isn't happening.

bugün gün ışığını pek az görebildiğim bir saatte uyanarak başladığım günümde, yanaklarımdaki gözyaşlarını sildim, sesimdeki endişeyi yok ettim, bakkaldan bir kutu süt istedim. kahvaltı masasına oturmadan önce mor renkli hamile kıyafetimi giydim. sütümü içerken kitap okudum. sonra telefon rehberimden numaraları gezindim. birilerini aramalıydım. çok kötü bir rüya görmüştüm. anneyi es geçip, izmir'e selam yollayıp, m.teyzemi aramaya karar verdim.
m.teyze=manyakteyze
çok kızdı, ne zamandır aramıyorsun dedi. kusura bakma dersler mersler hı bir de arada kendimi kaybettim. iyi, ben taşındım dedi. üzüldüm. eski evini çok severdim. mutfağı, salonu, salonundaki pink martini cdleri, yatak odası, makyaj masasının üzerindeki envai çeşit şey. onlar bana kalsaydı keşke. işi bıraktım dedi. eyvallah dedim. o adamla hala görüşüp görüşemediğini soramadım tabi ama bana geleceğimi yansıttı. bana kendi kızı olduğumu söylüyor, oysa çucuğu falan yok. bu bana çucukken en sevdiğim bebeğimi almasından, beni maymun diyerek sevmesinden, birkaç defa benim sorumluluğumu almaya çalışmasından ve meslektaş olacak olmamız gerçeğinden kaynaklıyor sanırsam.
oysa yanılıyor.
m.teyze araba kullanırken ve kız kardeşiyle kavga ederken "serseri" der ekseriyetle. seRseri. ayrıca dini inancını güneş olarak değiştirebilecek kadar güneş aşığı. ama manyak işte biraz. m'si biraz ondan, biraz da bundan. par ci par la.
bir saat sonrası için sözleştik ve arabasıyla alıp beni yine, istanbul turuna başladı mteyze. benimle gençleşiyor mu yoksa o liseden beri aynı yaşında mı kalmış, bilemiyorum. çillerine bakıyorum, yazın daha belirginler. mteyze liseden sonra ödtubilgisayarmüyendisliğine gitmiş, o zamanlar hoşlandığı çucuk orada okuyormuş zira. ilk senenin ortasında ayrıldıklarında yeniden sınava girmiş o sene ve bu sefer de ankaratıbba doğru yol alıyormuş. yine bu konuya getirdim sohbeti ve vay be dedim, bırak bir erkek için ben kendim için bile yeniden sınava girebileceğimi sanmıyorum dedim. iki defa dedim dedim. sonra düşündüm, belki de ben bu okula babamın devam filmi için geldim. PSİKANALİST OLMA MÜCADELESİ olabilir pekala filmin adı. veya İSTANBUL'A AİT... veya HOW TO DISAPPEAR YOURSELF COMPLETELY (AND NEVER BE FOUND) evet ben bu son film ismini sevdim. belki bir ara mteyze ile gideriz izlemeye.
arabasını sarıyer'de deniz kenarında bir yerde durdurdu. salep içtik. dilimi yaktım. babamla mteyze evlenseydi neler oldu diye düşündüm. slim sigarasını yaktı. sigaraya da zaten zam gelmişti. bana uzattı, yok sağol dedim. eve dönelim üşüdüm dedim. balık yeseydik dedi. bu kadar uzaklaşmak iyi oldu derken bugün okulum olduğunu anımsadım. hay allah. arabada dönerken mteyzemi anlatan bir yazı yazmayı düşünüyordum. eve geldim. anneyi aradım. cenazedeyiz dedi. hteyzem ölmüş. öğlen içime doğmuştu diyemedim. kapattım.