8.5.10

turn to dust.

hakikat tozdaydı, gördüm..
pencereyi açtım, içeri dolan esinti 2010 yılının kışıydı. güzel bir dostu yeniden görmekti, uzaktakiokızın doğum günüydü, evde annem bekliyordu, dahası ben seni hiç beklemiyordum. çayın altına su koydum ve koltuğuma oturdum. birkaç film izledim. bir kitap okudum. biraz doktor oldum, biraz olamadım. baharı getirirken leyla oldum, aşka inanırken frankofon. arada beşiktaş'a gittim, elimin tersiyle başıma konmak isteyen martıyı kovdum. uçak kaçırdım, çocuk doğurdum. aklımca perihan mağdenle yarıştım. sonra annemin aklına uydum, uyudum. neticede iyi misafir ağırlayamadım ama misafiri iyi ağırladım. beyaz oldum, iyi ki oldum. tırnaklarımı uzattım, derime batırdım, derine. markidösad'ı sevip, freud'a fatiha okudum. bağlantı kurdum, bağlandım, bağlantı kesildi. hay şu internet!

pencereyi açtığımda odanın içerisinde kağıtlar uçuşacak. ben uçuşacağım. çünkü ben toz olanım. ama evet, bu üzerime giydiğim sarı tişört benim. bana ait. büsbütün kendi hikayemi giydim üzerime. şimdi hikayemi anlatabilirim.

toz
ol
-abilirim