12.1.08

Ne Kadınlar Gördüm....(zaten öldüler)



inançlara göre kitapların indirildiği bir dünyada şu konu gözardı edilmişti:
kadınların
kafa
karışıklığı

neden bu "ufak" detay atlanıldı?

bu koşullarda, hangi kadını ikna edebilirsiniz inanması için o tanrıya? peki ya tanrı, neden unutmuştu "adam"lara kalp koymayı? bu "ufak" detay atlanırken, adamlara en istenilmeyen şey, cinayet işleme soğukkanlılığı atfedilmişti.
detaylar ve ebatlarındaki ufaklık giderek can acıtıcı..
kadınların kutsal kitabı yüzyıllar önce filan gelmedi. kadınlar, o kitapları kendileri yazıyorlar. isterlerse puantiye diyorlar nokta denen imla belirtecine. kalem yerine gözyaşı kullanıyorlar. kendi birimlerini kendileri seçiyorlar. (ay birimi?)
tüm bu karışıklık ve hayal etkeni içerisinde, bir de çocukları var kadınların. "hiç çocuk"ları..
hiç çocuğu, kadın olmanın bir yan koşulu gibi. ama bunun sevişmeyle alakası yok. o çocuk, kadının içine dikilmiş gibi. bir zaman gelip de ona veda etmek isterse kadın, yarıklarla dolu olacak.

çünkü her erkek kadının hayatını mahvetmek adına kurulmuş bir saatli bomba gibi. ve her kadın da kendisini profesyonel bomba imha insanı sanıyordu. fakat bomba elinde patlıyordu çoğu an.


"12 yaşındayken içlerinde koşmaya başlayan o vahşi atı nasıl da yakalıyorlar? nasıl korkup, dizginliyorlar? ya da tam olarak nedir bu cinayetin sebebi?...
...keşke sevmeye ve sevilmeye bu kadar ihtiyacımız olmasa, o ihtiyaç bizi uysal, evcil atlara dönüştürmese.."