5.9.09

eylül bir.

anneyle bir süredir düşüncelerimizi bir saksıya dolduruyoruz. üzerini toprakla örtüyoruz. sonra anne arkasını döndüğünde ben suyu döküyorum toprağa. saksıdaki çiçeği çok sularsan, köklerinden oksijen alamaz ve ölür. bu biyolojik bir gerçek ve lise mezunu her insanın bilmesi gerek aslında. düşüncelerimizi, aklımızdaki hastalıklı fikirleri öldürmeye çalışıyorum. bu olayda annenin görevi arkasını dönüp, olan biteni görme-miş gibi yapmak. biz ailece çok temiziz, çok harika insanlarız. onun görevi insanları buna inandırmak.
çiçeklerimiz soluyor.
düşüncelerimiz sönüyor.
gün geçtikçe, gün battıkça, gün aydınlandıkça
yeni şeyler oluyor
gerçekten de "beş dakkada değişir bütün işler"
çiçeklerimiz soluyor
düşüncelerimiz sönüyor
gözyaşlarımız kuruyor
günler geçiyor
günler yaklaşıyor
saksılarımızı kediler kırıyor
şarkılar geçiyor
eylül 1 diyor
istanbul'a yağmur düşüyor
sonrası çekimli eylemler ve
francophone olma çabası:

pour rester auprés de toi, je voudrais étre le réve.