13.9.09

.what's broken can always be fixed,
and what's fixed will always be broken.



E. ile ayrılıp, hayata "dur!" komutu verdiğim zaman aralığında çok garip bir olay yaşamıştım. sebepsiz geldi aklıma, anlatayım.

süperbabam bana bir kıyak geçip uzun zamandır istediğim daireyi tutmuştu. bir çatı katındaydı bu daire. süperannem ise telefonun diğer ucundan bana şuangezmekteolduğu ülkelerden bahsedip, national geographic channel izlememe gerek kalmaksızın dünya turu yaşatıyordu bana. yine böyle zamanlardan bir gün, Ann'in hediyesi olan çerçeveleri nereye yerleştireceğime karar verirken bir telefon geldi. hiç kıramayacağım bir arkadaşımın arkadaşı olan B. özel yetenek sınavına girmek üzre kentimize arz-ı endam edecekmiş lakin kalacak yeri yokmuş ama izin verirsem bende birkaç gün kalabilir miymiş? hay hay dedim. hiç sorun etmem bu tarz şeyleri. hatta evinde kimlerin yatılı olarak kaldığını bile bilmeyen ev sahiplerine gıptayla bakarım. komün yaşamı da severim hani. bir de sanırım artık E. de olmadığına göre hayatta iyilik yapmak dışında bir amacım kalmamıştı.

B. geldi. ben aslında onu bir kız olarak bekliyordum lakin yüniseks isim azizliğine uğramıştım. ama sorun değildi yani, neticede o benim misafirimdi. bir sahil kasabasından geliyormuş, çizim yapıyormuş vesaire vesaire. İnsanları dinlemeyi severim ama o sırada aklım E.'ye takılıp kalmıştı. kaç gündür online olduğunu görmemiştim internette. ne olmuştu, nereye kaybolmuştu? elbet ses edeceği gün gelecekti. en olmadı annesine arar sorardım. ya da sormazdım. bilmiyorum, hala garip geliyor biliyor musunuz? sadece bir an'a bakıyor her şey. bir an önce o kişinin her şeyiyken, bir an sonra hayatının dışında bir yere savruluyorsunuz. kaç yaşına geldim, kaç ilişki atlattım hala alışamadım. kusura bakmayın. akıl almıyor. o iyelik ekleri nasıl bir anda kayboluyor? peki o söylenmiş sözler? en çok da fotoğrafların yok oluşu üzüyor beni. ama bunlar oluyor işte. hayat..

iyi bir ev sahibi olduğumu düşünüyorum. gece üçe kadar ay'ı ve yıldızları izleyip, öğlen 1 gibi uyanıp, akşamları da dışarıda oluyordum. B. ise ona ayardığım odasıyla şehrimizin sokakları arasında mekik dokuyordu. 24 saat sıcak suyun bulunduğu evimizin bir diğer kıyağı da kafein bağımlılığım sağolsun kahvenin daima taze olarak bulunmasıydı. kafein bağımlılığı demek de garip aslında. annem duysa çok kızar. hiçbir tür bağımlılığa inanmıyor lakin babama ne kadar bağlı olduğunu görmek beni gayet de güldürüyor hani. sahi annem gezerken falan, babam nerelerdeydi?

çok nadir konuştuk açıkçası B. ile. böyle kıvır saçlı, renkli gözlü genç bir çocuktu. hatta yaşıttık diyebilirim ama ben salağı E. sayesinde 2 kat yaşlanmış, kazayağı bölgesi kullanmalık yaşa gelmiştim bu yüzden B. ile yan yana durduğumuzda akranlık durumumuz belli olmuyordu. onun içinde bu şehre ve önündeki günlere ait sonsuz umudu vardı. bu umut mavi gözlerine de yansımıştı, pırıl pırıl bakıyorlardı. ben ise.. yorgundum. bayan doğuştan yorgun. hı bir de frijit olduğuma dair saplantılı düşüncelerim vardı o dönem -ki çok zor yıktım bu düşünceyi hani.

telefonda evimize temizliğe yemeğe gelen teyzeden yemek tarifi alıyordum. kremalı mantar çorbası yapmaya çalışıyordum zira. B. de banyodaydı. bana seslendi. Bilmemne teyzeye biraz sonra telefona döneceğimi söyledim ve banyoya gittim. Efendim dedim. Geçen gün kazara defterlerini okumuş oldum dedi utanarak. Lan koskaca defter onlar, hadi aralarında küçük olanlar da var ama nasıl bir yanlışlık bu dedim. Şu anki ruh halini anlıyorum dedi. O zaman E.'yi de anlamış olduğunu fark ettim. Onun gözünde şimdi bir eski sevgilisini unutamamış yapışkan kız oldum diye düşünürken "Ben gidiyorum bugün. Sınava sabah girdim. Sonuç ne olacak bilmiyorum. Sadece.. seni seviyorum. Bunu düşünebiliyorum. " dedi. Gözlerinin mavi ve umut dolu olduğunu söylemiştim, değil mi?
sarıldım, sımsıkı. E. giderken ona dur diyememem yerine sarıldım. babamın annemi ağlattığı zamanlarda anneme sarılamadığım gibi sarıldım. boşanmalarının yarattığı sarsıntıda ne yapacağımı bilmez hallerimde sağa sola çarpışlarımı anımsayıp sarıldım. gerçekten sarıldım. içten. içimden.
sonra çantasını aldı ve gitti.