8.2.09

pâle juillet.

yorgunuz. renklerindeki canlılığı kaybetmiş bir fotoğrafın içerisindeyiz. aylardan temmuz belki. temmuz, ikimizi de gülümseten bir ay. ama gülümsemiyoruz şu an. sen bana bakıyorsun. aslında bana da bakmıyorsun. allah bilir içimden geçip nerelere bakıyorsun. ama bana dikmiş görünüyorsun gözlerini. bakmakla görmek arasında fark vardır derler, ben sana başka bir şey soracağım: beni hiç duydun mu?
ben yüzümü pencereye çevirmişim. pencerede bir kuş, belki karga. e. olsa "yine boynunu göstermişsin" derdi. ne yapayım ama boynumu seviyorum. sen seviyor musun? sağa çevirmişim başımı ve sol omzumda bir çukurluk oluşmuş. orası vücudumun göğe bakma durağı.. böyle düşünürüm. hüzünlü mü duruyoruz? çok. bizi tanımayan biri görse "dünyanın en üzgün insanları" diye etiketlerdi bile bizi. bir domatese bakıp ağlayabildiğimizi düşünürdü. veya ayrılmak üzere olduğumuzu düşünürdü. hatta emindir bundan.
ne komik!


oysa sen gelmedin bile. "hoşgeldin" diyemedim ki..